Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ebru Aydınlı

Bütçe Tartışmaları: Faiz, Tarım ve Adalet…

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 2025 yılı bütçe görüşmeleri, siyasetin hem hükümet hem de muhalefet cephesinde yoğun tartışmalara sahne oldu. Bir yanda faiz yükü ve bütçe açıkları üzerinden yapılan eleştiriler, diğer yanda hükümetin ekonomik politikalarını savunan açıklamalar… Türkiye’nin ekonomik gerçeklerini anlamak için bu karşılıklı eleştiri ve savunmaların ötesine geçmek gerekiyor.


Bütçenin Gölgesinde Faiz Yükü

2025 bütçesi tartışmalarının en çarpıcı başlıklarından biri faiz ödemelerine ayrılan kaynak. Hükümet, bütçede 1 trilyon 950 milyar TL’lik bir faiz ödemesi öngörüyor. Saadet Partisi milletvekili Mesut Doğan’ın ifadesiyle, bu miktar 81 ilin toplam bütçesinin yüzde 80’ine denk geliyor. Doğan, bu durumun ekonomik bağımsızlığa zarar verdiğini ve Türkiye’nin finansal gücünün faiz yüküyle sınırlı kaldığını belirtti.

Ancak bu sadece bir rakamdan ibaret değil; faiz ödemeleri, eğitim, sağlık ve tarım gibi temel ihtiyaçların önüne geçiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi 1 trilyon 452 milyar TL iken, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesi ise 1 trilyon 20 milyar TL olarak belirlenmiş durumda. Faiz ödemelerinin bu iki temel hizmet alanını geride bırakması, hükümetin önceliklerini sorgulatıyor.


Çiftçinin İhmal Edilmesi: Faiz mi, Tarım mı?

Bütçe tartışmalarında bir diğer kritik konu, tarıma ayrılan yetersiz kaynaklar. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, tarımın stratejik bir sektör olarak yeterince desteklenmediğini belirterek, tarıma verilen desteklerin artırılmasının yalnızca çiftçiye değil, enflasyona ve genel ekonomik dengelere de olumlu yansıyacağını ifade ediyor. Hasan Karal’ın sözleriyle, “Tarıma ayrılan bütçe, faizin 13’te biri.”

Tarım Kanunu’na göre, tarıma ayrılması gereken bütçe GSYH’nin yüzde 1’inden az olmamalı. Ancak 2025 bütçesinde bu oran sadece yüzde 0.22. Çiftçilerin girdi maliyetleri artarken, gübre ve mazot gibi temel girdilerde desteklerin sınırlı kalması, tarım sektörünü darboğaza sürüklüyor. Bu durum, yalnızca kırsalda yaşayanların değil, gıda fiyatları üzerinden tüm vatandaşların yaşamını etkiliyor.


Faiz Eleştirisi ve Hükümetin Savunması

Hükümet kanadı, yüksek faiz ödemeleri ve bütçe açıklarına yönelik eleştirilere, ekonomik istikrar ve büyüme hedefleri üzerinden yanıt veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik politikaların istikrarı koruyacak şekilde yürütüldüğünü vurgulayarak, “Enflasyon düşüyor, büyüme kesintisiz devam ediyor” açıklamasında bulundu. Erdoğan, asgari ücretin 22,104 TL olarak belirlenmesini ekonomik başarının bir göstergesi olarak sunuyor.

Ancak Babacan gibi isimler, bu tabloya farklı bir perspektiften bakıyor. Babacan’a göre, ekonomik büyüme göstergeleri, gerçek anlamda refah artışını yansıtmıyor. Faiz ödemelerinin yüksekliği, yatırımları ve üretimi teşvik eden politikaların eksikliğine işaret ediyor.


Muhalefetin Çözüm Önerileri

Muhalefet cephesinden gelen eleştiriler, yalnızca sorunları işaret etmekle kalmıyor; aynı zamanda çözüm önerileri de sunuluyor. DEVA Partisi, tarım sektörüne yönelik desteklerin artırılmasını, çiftçi borçlarının faizsiz ertelenmesini ve üretim maliyetlerinin düşürülmesini savunuyor. Saadet Partisi ise faiz ödemelerine ayrılan kaynakların daha verimli şekilde kullanılarak, dar gelirli vatandaşlara ve kamu hizmetlerine yönlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor.


Bütçe Bir Tercih Meselesidir

Türkiye’nin bütçe tartışmaları, yalnızca bir ekonomik planlama meselesi değil; aynı zamanda bir önceliklendirme ve tercih meselesidir. Faiz ödemeleri, tarım destekleri, kamu hizmetleri ve altyapı yatırımları arasında bir denge kurulamaması, yalnızca bugünü değil, geleceği de şekillendiren bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Hem hükümet hem de muhalefet açısından bakıldığında, bütçe politikaları, yalnızca makroekonomik göstergeler üzerinden değil, toplumsal etkileriyle de değerlendirilmelidir. Türkiye’nin ekonomik istikrarı, ancak üretimi artıracak, adil bir gelir dağılımı sağlayacak ve gelecek nesillere umut aşılayacak politikalarla sağlanabilir. Faiz mi, tarım mı? Bu sorunun yanıtı, yalnızca ekonomik değil, siyasi bir tercih meselesidir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

nine − 4 =

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER