Gündemin en tartışmalı konularından biri olan adı konmamış süreç, son haftalarda bir kez daha siyaset sahnesinin merkezine yerleşti. DEM Parti heyetinin İmralı ziyaretinden sonra TBMM’de başlayan temas zinciri, birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Teröristbaşı Abdullah öcalan’ın öne sürdüğü 7 maddelik metin, siyasi partilerin çeşitli ziyaretlerle görüş alışverişi yaptığı toplantılar ve artan kamuoyu tartışması… Peki bütün bunlar ne anlama geliyor? Sürecin sonunda bizi ne bekliyor?
İlk Adımlar: Sessiz Diplomasi
DEM Parti heyetinin İmralı ziyareti ve PKK elebaşı Abdullah öcalan’ın 7 maddelik çağrısı, yeni bir tartışma dalgasının fitilini ateşledi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’tan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye, oradan CHP ve AK Parti’ye kadar uzanan bu ziyaret zinciri, çözüm süreci adı altında yeni bir denklemin oluşturulduğu izlenimini veriyor.
Ancak bu denklemin halk üzerindeki yansıması bambaşka. Olası bir çözüm süreci ifadesi toplumun bir kesiminde umut, diğer büyük bir kesiminde ise kaygı ve nefret yaratıyor. Bunun nedeni, daha önceki süreçlerde yaşanan hayal kırıklıkları ve şeffaflıktan uzak yaklaşımlar. Siyasi aktörlerin bu kaygıyı bertaraf etmek yerine, şimdiye kadar sıradan “ziyaret”lerden ibaret bir sıralama ile yetinmesi düşünceye şavettiriyor.
Dönemsel Hesapların Gölgesinde
Teröristbaşının “barış, demokrasi ve kardeşlik” devrini başlatma çağrısı olarak sunduğu 7 maddelik bildirisi, TBMM ve siyaset sahnesinde nasıl yankı buldu?
Toplantılarda çözümden çok “temenniler” ve “laf kalabalığı”nın varlığı daha çok hissediliyor.
Peki Sırada Ne Var?
Bu adı konmamış sürecin sonu, kamuoyunda şimdiden merak uyandırıyor.
Her halükarda, kamuoyunun şeffaflık ve somut adımlar beklentisi karşılanmadan, bu tartışmalı adımların toplum üzerinde olumlu bir etkisi olması zor. Yine de siyasetin bu satranç tahtasında kimlerin kazanan, kimlerin kaybeden olacağını ancak zaman gösterecek.
YORUMLAR