Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türk Medeni Kanunu’nun 100. Yılında Avukat Ömer İlter’den Çarpıcı Değerlendirmeler

Avukat Ömer İlter, Türk Medeni Kanunu’nun 100. yılında yapılması gereken reformları ve kanunun toplumsal etkilerini değerlendirdi.

Avukat Ömer İlter, Türk

Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girişinin 100. yılı yaklaşırken, kanunun toplumsal etkileri ve güncel ihtiyaçlar doğrultusunda yenilenmesi gerekliliği öne çıkıyor. Avukat Ömer İlter, Medeni Kanun’un Türk toplumunda yarattığı dönüşümü ve geleceğe dair önerilerini paylaştı.

Tarihi Dönüm Noktası ve Toplumsal Etkileri

İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak 1926’da yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu’nun, toplum yaşamında köklü değişimlere öncülük ettiğini belirten Avukat Ömer İlter, “Bu kanun, resmi nikah zorunluluğu getirerek aile kurumunu hukuki temellere oturttu ve kadınların sosyo-ekonomik statüsünü güçlendirdi” dedi.

Güncel Veriler Işığında Adalet Sisteminin Durumu

Adalet Bakanlığı’nın 2024 verilerine göre, son 10 yılda hukuk mahkemelerinde açılan dosya sayısının %57.9 artarak 5 milyonu aştığını vurgulayan İlter, “Boşanma davaları %11 artışla 460 bine ulaştı. Bu dosyaların %30’u hala sonuçlanmadı” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de boşanma davalarının ortalama 171 gün sürdüğünü, bu sürenin Almanya’da 127, İsviçre’de ise 120 gün olduğuna dikkat çeken İlter, “Yargı sistemimizin modernizasyonu artık zorunlu hale geldi” değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası Örnekler ve Reform Önerileri

Avrupa ülkelerindeki son düzenlemeleri örnek gösteren İlter, şu önerilerde bulundu:

  • Yapay zeka destekli adli süreçler
  • Online duruşma sistemleri
  • İhtisaslaşmış aile mahkemeleri
  • Noter onaylı basit boşanma prosedürleri

“Almanya 2001’de, İsviçre 2012’de, Fransa ise 2016’da aile hukukunda köklü reformlar yaptı. Türkiye’nin de bu 100 yıllık birikimi modern ihtiyaçlara göre güncellemesi gerekiyor” diyen İlter, çocuk merkezli yaklaşımın önemine vurgu yaptı.

Gelecek Vizyonu ve Sorumluluklarımız

Türk Medeni Kanunu’nun temel ilkelerinin korunması gerektiğini ancak dijitalleşme, değişen aile yapıları ve mal rejimleri gibi konularda güncellemeler yapılması gerektiğini belirten İlter, “Medeni Kanun’un ruhunu yaşatmak ve adaleti etkin şekilde sunmak hepimizin ortak sorumluluğu” çağrısında bulundu.

Son olarak İlter, “Bu kanun, bireysel hak ve özgürlüklerin teminatı olmayı sürdürüyor. Kadın-erkek eşitliğini sağlayarak toplumsal adaletin tesisinde kritik rol oynuyor” diyerek sözlerini tamamladı.